Heidegger’ci Yapay Zeka Mümkün mü? | Prof.Dr. Aydan TURANLI
Son zamanlarda Martin Heidegger’in görüşü farklı biçimlerde yapay zekâyla ilişkilendirilmektedir. Bu konuda iki farklı görüş vardır. Hubert Dreyfus ve Beth Preston gibi teknoloji felsefecileri Heidegger’ci ve Maurice Merleau-Ponty’ci zihin anlayışının yapay zekâ çalışmalarında yeni bir ufuk açıp paradigma değişikliğine yol açacağını savunurken, Carlos Herrera ve Ricardo Sanz gibi düşünürler bunun mümkün olamayacağını ileri sürerler. Bu konuşmada bu iki görüş doğrultusunda Heidegger’ci yapay zekâ anlayışının mümkün olup, olmadığı tartışılacaktır.
Kesinlikler Çağında Muğlaklığın İkamesi: Tasarımda Sayısal Düşünmenin Fenomenolojisi | Dr. Öğr. Üyesi Ethem GÜRER
Kesinlikler çağında sayısal düşünce, nadiren rasyonel, analitik ve pragmatik geleneklerin dışında tartışılmaktadır. Öte yandan tasarım, bir yanıyla temel doğa bilimlerinin kesinliği, diğer yandan sosyal bilimlerin muğlaklığı ile arakesitte, karmaşık düşüncelerin analitik ve eleştirel analizini yapabilme becerisini ortaya koyan bir geleceğe doğru ilerlemektedir. Hızla gelişen dijital tasarım ve üretim teknolojileri, tasarımcıların tasarım süreç, araç ve ortamları ile kurdukları diyaloğu geri dönülmez biçimde yeniden biçimlendirmektedir. Sayısal düşünmenin tasarımdaki farklı görüngülerini anlamaya çalışmak, geleceğin tasarımcılarının tasarım ile özellikle teknoloji üzerinden kurdukları ilişkileri bilinçli ve sosyal olguların muğlaklığına yanıt verebilecek katmanlılıkta düzenlemeye katkı koyacaktır. Bu anlamda ölçmek, kesinlikler çağında muğlaklığın ikamesi olarak tasarımda sayısal düşünmenin izleğini betimlemek ve tartışmak için seçilen şemsiye kavramdır.
Değişim ve Dönüşüm Olgularının Farklı Sanat Disiplinlerine İz Düşümü | Seçkin PİRİM
Seçkin Pirim´in eserleri sayısız katmanlardan oluşur, minimal dili takip eder ve geometrik formların çeşitlemelerini gösterirler. Sanatçının, heykellerinin niteliğini kâğıt ortamına aktarış biçimi etkileyicidir. Kâğıt üzerine olan eserler genellikle iki boyutludur. Pirim ise onu üç boyutlu bir bloğa oturtarak belirmesini istediği formları keserek çıkartır. Sonrasında izleyici kesilip çıkartılmış olanı görür, ki bu da sanatçının düşüncesinin bir negatif formunu temsil etmektedir.
Günümüzde, doğa ve endüstriye göndermeler sürmesine rağmen heykeller öncekilerden daha soyut ve kendilerine gönderme yapar nitelikte gibi görünmektedir. Eserler artık hiçbir şeyin temsili değildir ve içsel bir motivasyonu izliyor gibi görünürler, bu da mutlak, soyut bir görsel ifadeye yol açar. Biçimsel karakteri aynı anda hem minimal hem de anlatımcı olarak tarif edilebilir.
Sanatçı, olası formları, malzemeleri, estetikleri sürekli olarak sanatsal anlamda sorgulaması ve kültürle sanatın çeşitli alanlarını işlerine dahil etmesi sayesinde heykelin geleneksel sınırlarının ötesine geçen üç boyutlu görsel ifadeler için yeni olanaklar bulmaktadır.
Değişim ve Dönüşüm Olgularının Farklı Sanat Disiplinlerine İz Düşümü | Arda YALKIN
Arda Yalkın, günümüzde, fotoğraf, video ve interaktif medya aracılığıyla 2B ve 3B animasyonlar, stop-motion, sentezlenmiş sesler ve görüntüler ve canlı video performansları üretmeye ve birçok sergi ve sanat fuarında yer almaya devam etmektedir.
Değişim ve Dönüşüm Olgularının Farklı Sanat Disiplinlerine İz Düşümü | Candaş ŞİŞMAN
Candaş Şişman Eskişehir Anadolu Üniversitesi Animasyon bölümünden mezun oldu. Ardından Hollanda’da bir yıl multimedya tasarımı eğitimi almasının üzerine, 2011 yılında sanat, tasarım ve teknoloji çevresinde disiplinlerarası deneyimler üreten bir stüdyo olan Nohlab’ı kurdu. Aynı zamanda gerçek zamanlı, sese duyarlı görsel-işitsel performanslar yaratan bir platform olan NOS Visuals üyesi. Son beş yıldır üniversitede ses ve görüntü etkileşimi üzerine dersler veriyor.
Candaş Şişman, 2007 yılından bu yana, aralarında Prix ARS Electronica Bilgisayar Animasyon / Film / VFX’den Onur Mansiyonu ve 18. Japonya Medya Sanatları Festivali Sanat Bölümü’nde Jüri Seçimi Ödülü olmak üzere birçok ödül aldı. Venedik Mimarlık Bienali, TED X, ARS Electronica, Todaysart Festivali ve Japonya Medya Sanatları Festivali gibi birçok sergi ve festivale katıldı. Candaş Şişman, son olarak Venedik Mimarlık Bienali’nde Sonicfield-01 Ses Enstalasyonu ve İstanbul’da İlhan Koman Hulda festivali arasında “FLUX” görsel-işitsel enstalasyonunu sergiledi.
Candaş Şişman, dijital ve mekanik teknolojileri kullanarak yaptığı çalışmalarla zaman, mekan ve hareket algılarımızı manipüle etmeyi hedefliyor. Doğa bilimlerini ve evreni referans alan sanatçı, fiziksel formları dijital olarak üretilmiş imgelerle birleştiriyor. Bu yolla fiziksel dünya ile dijital dünya arasındaki köprü görünür hale getirmek de araştırmaları arasında yer alıyor.
Şişman’ın işleri karmaşık temeller üzerine inşa edilir, ancak formlar basittir ve izleyicinin sanat eseri ile entelektüel etkileşime girmesine izin verir, burada “süreç” en önemli yapısal unsurdur.