Seyahat Bursu’nun 2015 teması, Çanakkale Savaşı’nın 100. Yıldönümü nedeniyle “Anma Mekanları” olarak açıklanmıştı. Temanın alt başlıkları, ülke veya şehir bakımından bir kısıtlama getirilmemişti.
Benim de öneriyi düşünürken aklımdan birçok konu ve şehir geçti. Bazı anma mekanları tek bir olay veya küçük olaylar dizisi için tasarlanmış, toplumun veya şehrin kaderine doğrudan etki etmeyen veya belirli bir kısmını etkileyen alanlardı. Bazı olaylar ise, Çanakkale Savaşı’nda olduğu gibi, hem şehirle bütünleşmiş hem de toplumun her kesiminde önemli izler bırakan anlardı. Savaş, özellikle Dünya Savaşları toplumun belleğinde yer tutan en önemli olaylardandı ve en büyük kayıplar da bu zamanlarda veriliyordu. Bu durum hem orada hayatını kaybeden birçok insanı anma hem de gelecek nesillere durumu anlatma amacıyla etkili anma mekanları tasarlanmasını gerektiriyordu. 2. Dünya Savaşı da günümüz toplumunu şekillendiren ve etkileyen en önemli olaylardan olduğu için dünyanın birçok şehrinde bu savaşla ilgili anıtlar, şehitlikler ve müzeler gibi anma mekanları bulunuyordu. Avrupa’daki bazı şehirlerin büyük bir kısmı yok olmuş, savaş sonrasında yeniden inşa edilmişti.Savaşın önemli aktörlerinden Amerika Birleşik Devletleri’nde savaşta hayatını kaybedenler için çok sayıda anma mekanı tasarlanmıştı. Fakat bütün bu şehirlerin yanında tarihte o güne kadar görülmemiş bir felakete ev sahipliği yapan iki şehir vardı: Hiroshima ve Nagasaki.
6 Ağustos ve 9 Ağustos 1945’te bu şehirlere atom bombası atıldı. Bu, tarihte yeni bir sayfaydı. Büyük ölçekten ve o günün gözüyle bakıldığında 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesini sağlamıştı. Fakat saniyeler içinde yüzbinlerce insanı öldürmüştü ve diğer etkileri yıllar sonra anlaşılacaktı. Atom bombasının etki alanında sadece birkaç bina ayakta kalabilmiş, bütün insanlar hayatını kaybetmişti. Bomba atıldığında patlamadan etkilenmediği sanılan alanlar radyoaktif serpilme ile tehlikeli bölgelere dönüşmüş, genetik bozukluklara, sakatlıklara, yanıklara yol açmıştı. Bu iki şehir savaştan sonra kendilerini “Dünya Barışı”na ve savaşın yıkıcı etkilerini göstermeye adadı. Hiroshima’da atom bombasının patlama merkezi olan alan masterplan ile yapılaşmaya kapatıldı, Kenzo Tange’nin kazandığı yarışma ile Barış ve Anma Parkı olarak düzenlendi. Nagasaki’de de bu bölge özel olarak tasarlandı, Barış Parkı’na farklı ülkelerden sanatçılar heykellerini yolladı.
Bu iki şehir savaşta atom bombası atılan şehirler olmalarıyla, 2. Dünya Savaşı’nın bitmesini sağlamalarıyla, yıllar süren fiziksel etkilere sahip olmalarıyla, kendilerini barışa adamalarıyla ve dünyanın her yerinden ziyaretçi çekmeleriyle Anma Mekanları temasına en iyi şekilde uyan ve Çanakkale’nin bizde hissetirdiklerini bütün dünyada hissettiren şehirlerdi. Bu şehirlerde her yıl bombaların atılmasının yıl dönümünde dünyanın her köşesinden on binlerce insanın katılımıyla anma etkinlikleri gerçekleştiriliyor ve bu şehirler dünyadaki tüm atom bombalarının imha edilmesi için uğraşıyor.
Seyahat Bursu kapsamında bu iki şehir ve savaşın yıktığı bir diğer şehir olan Tokyo’daki anma mekanları gezilecek, ve aynı zamanda bu mekanların şehirle ilişkileri ve bu metropollerin savaştan sonraki yapılanmaları incelenecek.