Bugün ilk durağım Amsterdam Smart City (ASC) platformunun ofisi oldu. Amsterdam Economic Board ile ortak çalışıyorlar ve ofisleri aynı binada. Gittiğimde beni ASC ekibinden Anthony’e yönlendirdiler. Seyahat Bursu’ndan ve onların akıllı projelerini incelediğimden bahsettim. Seyahatimden önce hazırlanırken her projeyi incelemiş ve detaylarını bulmuştum. Fakat bazı projeler hakkında bilgiler yetersizdi. Çok merak ettiğim City-Zen projesinin güney Amsterdam’da olduğunu biliyordum ama tam yeri belli değildi. Bunun gibi bazı sorularım oldu. Merak ettiğim projelerden çoğunu bilmiyordu. Hatırlaması için detay vermek durumunda kaldım. “Hani akıllı lambalarınız yok mu Utrechtsestraat’taki?” gibi tasvirlerim yeterli olmayınca web sitesini açtık oradan baktık. Ama yazılandan fazlasını bilmiyordu. Hatta bazı projeleri hatırlaması için içeriğini okuması gerekti. Bana fazla yararı dokunmayacağını anlayınca birkaç kişiyi arayayım sana yardımcı olabilecek dedi. City-zen proje yöneticisiyle konuştu. Sonra telefonu bana verdi. Yetkili bana projenin daha başlangıç aşamasında olduğunu, görebileceğim somut bir şey olmadığını söyledi. City-zen ısıtma sisteminden akıllı ev uygulamasına kadar herşeyiyle ekolojik olarak tasarlanan karbon sıfır bir konut yerleşim bölgesi projesi. Yapımı 2 yıl sonra tamamlanacakmış. Daha sonra Anthony başka kişileri arayıp hangi projelerin somut hangilerinin soyut olduğunu öğrenmeye çalıştı. En sonunda gezilebilecek bütün projeleri gezdiğimi anladık. Ek olarak kendi projeleri dışında bazı oluşumlarla iletişime geçmemi önerdi. Yarın programımda onlar olacak.
2. durağım ARCAM (Amsterdam Mimarlık Merkezi) oldu. Amsterdam’ın kuzeydoğusunda yer alan yapı Rene van Zuuk tarafından tasarlanmış oldukça amorf bir cepheye sahip 3 katlı bir yapı. Giriş katı sergi, satış ve bilgilendirme mekanlarından oluşuyor. Alt kat toplantı, konuşma ve etkinlik amaçlı kullanılıyor. Üst katta ise ofisler bulunuyor. Ben gittiğimde çeşitli maketler sergileniyor ve mimarlıkla ilgili kısa filmler gösteriliyordu.
Daha sonra ARCAM’ın hemen ilerisindeki NEMO bilim müzesine gittim. Müze 1997 yılında İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanmış. İlginç yanı bir tünelin (IJ-tunnel) üzerine inşa edilmiş olması. Gün boyu müzenin altından arabalar geçiyor. Çatısı halka açık seyir terası ve kafe olarak kullanılıyor. Müze üzerinde adeta Amsterdam manzaralı bir meydan yaratılmış. Yapının biçiminde gemiden esinlenilmiş. Yeşil cephede suyun temsili. Çocuklara yönelik etkinlikler ve sergilere ev sahipliği yapan müze, Hollanda’nın en büyük bilim müzesi.
OBA (openbare bibliotheek amsterdam) halka açık bir kütüphane. Jo Coenen tarafından 2007 yılında tasarlanmış 7 katlı yapıdan etkilenmemek mümkün değil. Zaten Hollanda’nın en iyi kütüphanesi seçilmiş. İç mekan beyaz renk ağırlıklı bol ışıklı ve camlı bir tasarıma sahip. Güneş ışığından maksimum yararlanılmış. Ayrıca pencerelerdeki solar paneller sayesinde enerjisinin bir kısmını kendi üreten akıllı bir bina. En üst katı restoran ve konferans salonu. Buranın teras manzarası NEMO’nunkinden bile iyi. İnanılmaz çeşitlilikte kitap, müzik, film ve dergi arşivleri var. Konulara ve temalara göre ayrılmış geniş bir yelpazeye sahip. Hatta bir kat komple çocuklara ayrılmış. Ayrıca teknoloji ile iç içe. Heryerde kullanımı serbest bilgisayarlar var. Ayrıca müzik dinleyebileceğiniz bölümler de var. Almak istediğiniz bir şey olursa barkod okuyuculardan hesabınıza geçirip belli süre içinde iade etme koşuluyla götürebiliyorsunuz. Geri iade makinelerinden tekrar okutup teslim edebiliyorsunuz. Bu modern kütüphane gerçekten diğer kütüphaneler için iyi bir örnek, kendinizi çok rahat hissettiğiniz ve inanılmaz bir kaynak/veri merkezi.