Nereye gittiğini bilmeden bindiğim otobüs büyük bir bulvara geldi, sağlı sollu alışveriş merkezleri, sokaklarda ellerinde torbalarla dolaşanlar, taksi için atmaca gibi kaldırımda bekleyenler (sıra yok kim atlarsa o alıyor taksiyi), yemek kuyrukları…
Pekin’in bu yüzü, herhangi bir yerden bir cadde olabilir, hiç de yadırganmaz başka bir yer ile yer değiştirse. Bu bana şunu düşündürtüyor, uluslararası mağaza zincirleri, alışveriş merkezleri; mekansal bir seri üretim mantığında çalışıyor. Yer hissini kaybettirirken, kendi markasının mekan hafızasını işliyor, o sabit kalıyor.