Dhavari’den sonra kentin güneyindeki ulusal modern sanatlar müzesine gittim. Çeşitli dönemlerden Hint sanatçılarının tabloları vardı, binası eski İngiliz binalarını anımsatan kubbeli bir yapı. Hint sanatçılarının soyut eserlerinde bir çekicilik var, büyüdükleri ortam ve kültür bunu getiriyor sanırım, burda da önünde oturup oyle daldığım bir tablo var.
Burdan sonra bugün Hint mutfağını denemeliyim dedim kendime, sosyal medyadaki önerileri takip ederek, Chopper Chimney’i buldum. Ambiyansi fena degildi, içerde benim dışımda oturan büyük bir hindu ailesi vardı, menüden buranın spesiyalleri olan Bkrah Chop, Panner Masala söyledim. Biri zencefilde beklemiş kuzu kaburgası digeri ise içerisinde peynir olan kori sostu. Açıkcası yemeden önce baharattan çekinsem de o kadar ağır değillerdi, Bostancı’daki kaburgacıdan sonra burası et konusunda bir kademe üstüydü.
Yemekten sonra önüme içerisinde küçük bir limon olan teneke bir kap geldi, ben koklayip ne olduğunu anlamaya çalışırken, garson bunun parmaklarımı yıkamak için olduğunu söyledi.